Monday 10 October 2011

Alo Jose ben Ayşe...

"10 bin peşin daire sizin" Jose Mourinho
“Alooo Ayşe Hanım... Ben Sinpaş GYO Genel Müdür Yardımcısı Barış Ekinci... Mourinho röportajı yapmak ister misiniz?”

“Pardon, kim dediniz?”
“Mourinho, José Mourinho... Biliyorsunuzdur...”
Sessizlik...
Sessizlik devam ederken, içimden konuşuyorum:
Evet, biliyorumdur ama kimdi acaba?
Üzerine basa basa vurguladığına göre, önemli biri...
José... Sanki müzisyen ismi...
Ay ne fena, cehaletim ortaya çıkacak, İspanyol mu, Portekizli mi, Güney Amerikalı mı, kim bu adam...”
Alıntıladığım satırlar, Hürriyet gazetesi mülakatçısı ve köşe yazarı Ayşe Arman'ın gazetenin 9 Ekim 2011 tarihli pazar ekinde yayımlanan söyleşisinin giriş bölümünden bir kesit. Telefon görüşmesinden sonra Mourinho'yu televizyonda gördüğünü hatırlayan mülakatçımız arkadaşlarıyla görüşerek kendisine hazırlanan soruları alıp Madrid'in yolunu tutuyor. Burada biraraya geldiği fenomen teknik adamla da bir söyleşi yapıp mamulu önümüze koyuyor. Konu Jose Mourinho gibi bir futbol figürü olunca ortaya çıkan söyleşide insan bir şeyler arıyor ama nafile. İki tam sayfa olmasına rağmen 5 dakikada tüketilen ve bittikten sonra tek kelime dahi kazanç sağlamayan bir söyleşi ortaya çıkıyor. Bunu sorumlusunun Ayşe Arman olduğunu da sanmıyorum. Soruyu 'Halkla ilişkiler' faaliyeti peşinde koşan Sinpaş GYO Genel Müdür Yardımcısı'na yöneltmeli aslında.
Ha Jose Mourinho ile söyleşi nasıl mı yapılır? Burada kallavi bir örneği mevcut. Yüzümüz kızarmayacaksa ikisini okuyup gururla işte Türk basını diyebiliriz.

No comments: