Saturday 6 June 2009

Transfer sezonu hiç bitmesin



Türk futbolseverinin en sevdiği dönem başladı. Sonu gelmeyen transfer hikayeleri, içimizi kıpraştıran asparagas haberler, susmayan telefonlar, kulüp başkanı gibi diğer takım taraftarlarına karşı beyanatlarda bulunmalar, bitmeyen tartışmalar vs. Seviyorum bu dönemi. Benim sloganım Turkcell Süper Lig artık başlasın değil,  "Transfer sezonu hiç bitmesin.!"

Mehmet Topuz'un durumu da resimdeki arkadaş gibi. Önümüzdeki günler ne gösterecek bekleyip göreceğiz. Güzel tartışmalar olacağını düşünüyorum, Telegol'e güzel malzeme çıkar artık.

Sunday 31 May 2009

Bardağın dolu tarafı



Resimde görüldüğü şekliyle, manyakça dans eden kadının, sayısı onları aşan mükemmel şarkının yanında, Fatih Erkoç'un seslendirdiği ''Sensiz Olamam'' şarkısının da söz ve bestesinin sahibi olduğunu biliyor muydunuz ? 

geciken yazı kontenjanı 2: Kafkas'lı 1'e 30 veriyor!!


Bursa Osmangazi Hipodromu’nda 28 Mayıs Perşembe günü Orhan Gazi adına düzenlenen koşu'yu Turbo kazandı.

75.000 TL ikramiyeli 1500 metrelik çim pist koşusunu Halis Karataş'la birinci bitiren Turbo, 21. yarışını da zaferle noktaladı. Bir başka şampiyon Kafkaslı ise uzak farkla geride ikinci oldu.Bu noktaya kadar enteresan bir şey yok. Turbo'nun Kafkaslı'ya uzak fark yapmasını da normal karşılıyoruz. Ancak çok anormal birşey varki o da atların ganyanları.


Turbo; 1,05. Kabul. Türkiye'nin teki. Peki ikinci at Kafkaslı'nın 30 liralık ganyanına ne yorum yapmalı bilemiyorum. Kafkaslı'nın 93 koşuda 54 birinciliği olduğunu hatırlatalım. Böyle bir şampiyon için bu derece yüksek ganyan görülmüş şey değil..

geciken yazı kontenjanı 1: İstanbul'dan kupa geçti..


Uefa kupası o çok bilindik klişe başlıkla; "İstanbul'dan geçti", hatta ben bu yazıyı yazana kadar Donetsk'e ulaştı... Luçesku, fahri Donetsk vatandaşı bile oldu.
Her türlü numaraya sahip akreditasyon kartı sayesinde mevzuyu yerinde takib eden ben, gecikmeli de olsa ufak notları kayıtlara geçirmek istedim..


a)Ukrayna'lı ve Alman taraftarların azlığı dikkat çekiciydi. Tribünlerde sanki bir hazırlık maçı havası vardı. Fenerbahçe formalıların, özellikle maraton tribünü'nü istila ettiğini gördüm. Fırsat bu fırsat diyerek Galatasaray ve Beşiktaş forması ile stadyuma gelenler, Fenerlilerle sarı kartlık tartışmalar yaşadı. Ancak Shakhtar Donetsk'in ilk golü ağlarla buluşurken, bir Galatasaraylı'da Fenerlilerin tekme ve tokatlarıyla buluştu. Özellikle uzatma bölümünde dakikalarca "Sarı-Lacivert-Şampiyon-Fener" diye inleyen tribünler bir süper lig maçından 
farksız görüntü çizdi. Kısacası atmosfer sınıfta kaldı.

b)İtalyan gazeteciler, kart cezası sebebiyle forma giyemeyen Werder Bremen'li Diego ile maçtan sonra Juventus'a transferine ilişkin kısa bir röportaj yaptılar. Brezilyalı oyuncu henüz anlaşmadığını belirtmişti. Şuan artık bir Juventus'lu olan Diego, dün, yani 30 mayıs akşamı son kez Bremen forması giydi. Uefa kupasını kaybeden Bremen, Leverkuzen'i yenerek sezonu Almanya kupası ile noktaladı. 
c)Maç bitti, Son Uefa Kupası gitti.. sahne "Stadium Cleaning" 'e kaldı..

Den ime ego - Bu gidişle



Ege'nin iki yakası her zaman karşı tarafı kendinden bir şeyler çalmakla suçlasa da ben bu alıntı-çalıntı olaylarının özellikle musiki ile ilgili kısımlarından herhangi bir sıkıntı duymuyorum. Aksine bana mutluluk veriyor bu durum. 

Sezen Aksu - Haris Alexiou şarkıları arasındaki ilişki en bilineni olmakla birlikte son zamanlarda Ziynet Sali isimli Kıbrıslı ablamız da güzel Türkçe- Yunanca şarkılar seslendirmekte. Bugün de  Ziynet Sali'nin yorumladığı Yunanca versiyonunun adı "Den ime ego" olan "Bu gidişle" isimli şarkıyı incelemek istiyorum. 

Şarkının her iki versiyonunda da müzik olarak fark yok. Aynı düzenlemeye Yunanca ve Türkçe güfte yazmışlar. 

Şarkıdan dakikalara gelecek olursak eğer benim kulağıma takılanlar(TRT Türkçesiyle gönül telimi titretenler ya da Yunancasıyla Καρδιά μας σείστηκε σύρμα*) şunlar;

- şarkı piyanolu girişiyle zaten gözümüzde puanını artırmakta, 
- 0:55 bas gitarın komutuyla şarkıya giriş,
- 1:17'de başlayan yaylılar,
- 1:36-1:38 arasındaki piyano,
- 1:43'te arkadaki olaylar, zannedersem klavye olsa gerek. güzel bir hava vermiş şarkıya.
- 1:54-1:57 arası yaylılar,
- 2:33'e dikkat,
- 2:46 bu saniyeye kadar nerede kaldı dedirten klarnetin artık devreye girmesi,
- 3:11'de nakarattan önce klarnet,
- 3:25 yine klarnet,
- 3:44 yaylılar.
- şarkı süresince inceden inceden çalışan akustik gitarı da unutmamak lazım elbette. 

Bolca pozisyona sahip olan bu şarkıda Ziynet Sali gibi bir forvet olunca oldukça güzel goller çıkmış ortaya. Çalan müzisyenlerin ellerine nefeslerine sağlık. Beğenerek dinlediğim bir şarkı. Güzellik bakımından Türkçesi ve Yunancası arasında kararsızım, o yüzden iki versiyonunu da tavsiye ederim okuyan herkese. 

*: Google translate'e Türkçe olarak "Gönül telimizi titretenler" yazınca çıkan Yunanca karşılık.