Friday 21 November 2008

Issız Adam


Hiç aklımda yoktu aşk filmi izlemek aşık olma arifesinde. Pek de iyi gelmedi zaten kendimi iyi hissetmiyorum. Yeni başladığım gerilim-polisiye kitabıma adapte olamadım. Her an aklımda filmdeki karakterlerin söyledikleri, yaptıkları.. TRT deyimiyle Çağan Irmak, "insanın gönül telini titretmeyi" biliyor.

Thursday 20 November 2008

Österrayiş und Türkei - Fussbalingen Ştrayze


Arkadaşlarımla maçı izliyorum dün akşam. Son zamanlarda yükselen grafiği ile dikkat çeken Avusturya'nın ilk yarım saatte gösterdiği baskılı oyun arkadaş(!)larımdan bazılarını rahatsız etmiş olacak ki, kendileri Türkiye'nin takım oyunu "oynayamayacağı", maçtan maça değişen oyuncuların birbirlerine uyum sağlamasının zorluğu, kadroda herhangi bir nedenle olmayan oyuncuların eksikliğinin hat safhada olduğu konularında çeşitli yorumlarda bulundular tabi art niyetli bu yorumlardan pek hoşlanmadım. Üstüne bi taraftarın da sevinç gösterisi - tabi ki onaylamıyorum- bi arkadaşımda "Türk işte" demesine neden olan kimyasal bi reaksiyon başlattı ki bu da, ona karşı bazı hislerimi bitirdi.. Zira 1-1 lik eşitlikten sonra da umutsuz ve talihsiz demeçlerine devam etti. Fakat cevabı takımımız verdi, bize de onla dalga geçmek kaldı..

Gelelim şu türkişte meselesine. Teknik açıdan günümüz şartlarında bir Türk'ün Dünya'ya bedel olması tartışılabilir fakat buna bu kadar sarmanın da anlamı yok. Figo'nun Real Madrid'e gittikten sonraki ilk Barça maçında Figo'ya, sahaya girip yüzüne atkıyı atan vatandaşın, envai çeşit sataşmaları yapanların; euro2008 elemelerinde Danimarka-İsveç maçında hakeme saldırıp maçı tatil ettiren taraftarın ve dün, tam da bizim takımın "hazırlık" yaptığı saatlerde tam da bizim gruptaki takımlardan Belçika ve Ermenistan arasında yapılan "resmi" maçtaki teşhircinin ve ilk anda akla gelmeyen bir çok holigan faaliyette adı geçen adalının, çizmelinin, hispanoamerikalının Türklük ile ilgilendiklerini hiç zannetmiyorum. Eskiden sadece bize yaptıklarını sandığımız ırkçılığı kendimizi sevmeyerek nerdeyse biz kendimize yapıyoruz.

Hep bahsettiğim "Herşeyi bilmemek lazım, kendi işimize bakalım." olayı burda da karşımıza mı çıktı, yoksa o arkadaş kendi bildiklerini göstermek için oyuncularından teknik ekibine kadar ülkenin en önemli aktif futbol adamlarını mı ezdi bilemiyorum ama as oyuncularımızdan bazılarının eksiklerine rağmen deplasmanda 4-2 güzel skor. Hele 6 gol de gayet hoştu. Futbolun oyun olduğunu unutmamak lazım. "Yok ben bişeyleri değiştirmek istiyorum" diyen varsa çok çalışsın geçsin milli takımın başına o da olmadı koysun adaylığını seçimlerde destekleyelim...