Saturday 16 May 2009

eskidendi...

Apartmanların bodrum katında, karate salonları vardı.. doğrudan kaldırımdaki dar kapıdan girilip, bir merdivenden aşağı inilen, havasız, duvarlarında çeşitli bu spora gönül vermiş saygı değer abilerimizin posterleri asılıydı.. efsane Bruce Lee örneğin.. Benim, asıl takıldığım mesela salonların içinde değildi.. Kapı önünden geçerken, veyahut kısa bir bekleme aralığında, o alt kattan gelen seslerdi..
birbirlerine tekme-tokat girişen abilerin sesleri; -Hayyytt! -Huyyytt! -İyahhhyt! Tarifi pek mümkün değildi.. Ama güzeldi.. Karate salonları 2000'li yıllarla bir bir tarih oldu.. Yerini Spor salonları aldı.. Karate'nin yerini de bir takım daha acayip şeyler aldı. "Fitness" diye tabir ettiğimiz.. Aletlerin İnsana hükmettiği daha elektronik yerler.. Ve yine en kötüsü; -Hayyytt! -Huyyytt! -İyahhhyt! gibi İnsani efektler yerini acayip "club" müziklere bıraktı.. Eskidendi..

Thursday 14 May 2009

Who needs you

''Şarkılardan Dakikalar'' serisine elbette ki müzik tarihinin görebileceği en büyük seslerden biri olan Freddie Mercury'nin solistliğini yapmış olduğu Queen grubuyla başlayacağım. Hepsi birbirinden mükemmel şarkıları arasından seçim yapmak elbette çok zordu o yüzden karşıma ilk çıkan ''Who needs you'' adlı şarkılarıyla Şarkılardan Dakikalar serime başlıyorum. Vatana millete hayırlı olsun.

Şarkıda fazla pozisyon yok öncelikle, kusursuz bir düzenleme olup olmadığını da iddia edecek müzik bilgisine sahip değilim buna müzisyenler karar verir ben sadece şarkıda takıldığım beğendiğim anları paylaşmak istiyorum;

- Şarkının sonuna kadar Freddie Mercury'yle düet yapan gitarımız.
- 1:31, de Freddie'nin ''i like it, i like it'' deyişi
- 1:43 - 1:47 arası ''well i don't need you'' deyişi
- 2:03 - 2:12 arası arka planda eğlenen gitaristimiz.
- 2:28 ''you are oh so so so sophisticated'' deyişi.  

Bu şarkı vesilesiyle posttaki resime de değinmeliyim. Resimde futbol ve müziğin en iyi icracıları daha doğru bir deyişle tarihin en büyük futbolcularından D1OS, tarihin en büyük seslerinden biri belkide en büyüğü olan Freddie Mercury yanyana.  

Şarkılardan Dakikalar



Her insan farklı zevklere sahiptir ve aynı şekilde her insanın bu zevkleri yaşama şekli de farklıdır. Bu doğrultuda müziği ele alacak olursak müziği her insan farklı dinler. Kimisi iş yaparken arkada fon olarak dinler, kimisi evde ses olsun diye yanlızken herhangi bir şarkıyı açar, kimisi yolda yürürken muhakkak müzik ister, bazıları da kitap okurken müzik olmadan okuduğunu anlamaz. 
Benim gibi rahatsızlar da oturur müziği dinlerken başka hiçbir şey yapmaz sadece o şarkıya odaklanır. Böylece belli bir süre sonra şarkıdaki enstrümanların ve vokalin enteresanlıklarını keşfetmeye çalışır. Gelmek istediğim nokta şu, bu kadar müzik dinledikten sonra şarkı ve futbol maçı arasında çok aklıma yatan bir benzerlik yakaladım. Ve bu noktayı bütün insanlıkla paylaşmayı kendime bir ödev bildim. 

Ve paylaşıyorum... Futbol maçı ve şarkı arasındaki en önemli benzerlik ikisinin de önemli anlar,kırılma noktaları,pozisyonlar,yükselişler,dibe vuruşlar gibi olayları içlerinde barındırıyor olmaları. Tıpkı hayat gibi diyerek edebiyat parçalamak niyetinde değilim. Benim derdim eğlenmek. 

Ve bu bağlamda yeni bir yazı serisine başlamak istiyorum. Nasıl ki futbol müsabakaları yazılı basında yer alırken mutlaka maç yazısında maçın kırılma anları, pozisyonları vs. dakikalar verilerek anlatılır ve okuyucuya maçın özeti sunulur, ya da maçın ertesi günü maç hakkında konuşurken ''dün Guardiola'nın pasını gördün mü, Xavi adamı çarşı yaptı kaçırmadın inşallah, Zlatan'ın golü görmedim deme'' benzeri muhabbetlerde bulunuruz, ben de aynı şeyi şarkılar için yapmak istiyorum. Dinlediğim şarkılarda beğendiğim, enteresan gelen, kötü gelen şeyleri dakika ve saniye belirterek ''Şarkılardan Dakikalar'' başlığı altında gözlemlerimi toplayıp bu blogu okuyan varsa onların dikkatine sunmak istiyorum. Naçizane.