Tuesday 28 April 2009

İstanbul sezonu başladı..

"Atlar, İstanbul’un gemileri, trenleri ve rüzgârıyla yarışıyorlar… Gökyüzünün berrak, tatlı mavisi bu büyük yarışa hakemlik ediyor. Şiir gibi ahenkli, görkemli, bakışları ruha dokunan atlar, rüzgâra delice esmesi için eşlik ederken sağ yanda bulunan tren ve gemiler, “Bu evrendeki rüzgârla yarışın tek galibi sensin… Sen rüzgârla birlikte ve rüzgârdan doğdun… Biz bu yarışta ancak sana eşlik edebiliriz” diyorlar… Rüzgârın ıslığı, tren raylarından çıkan sesle, denizin sonsuzluğu birleşiyor gökyüzünde… Ve bu gerçeküstü melodi, tam bu üçünün birleştiği bir yerde toprağa iniyor… Orada, bu toprakta sanat, bilim, eğitim sevgiyle ama duyarlıklı bir sevgiyle yeşeriyor, yetişiyor…"

Rahmetli gazeteci Nimet Üyken böyle tarif ediyor İstanbul veliefendi hipodromundaki at yarışlarını..

26 nisan pazar günü ilkbahar-yaz sezonu startı birbirinden güzel koşularla verildi.İstanbul'da sezon, haftada üç gün; Çarşamba, Cuma ve Pazar olmak üzere 29 Kasım tarihine kadar sürecek.

İlk yarış gününe dönecek olursak, maiden koşulardaki kaliteli orjinli arap taylarının dikkat çektiğini görüyoruz. Yarış pistlerinin unutulmaz safkanlarından Yavuzca'nın ve Büyü'nün yavrularını bu yarışlarda izleme şansına sahip olduk. Ayrıca koşayalp yavrusu taylarda bu sezona iddalı giriyor gibiler.. Yeni taylarında pistlere çıkmasıyla 3 yaşlı arapları değerlendirmeye devam ederiz..

Hali-hazırdaki şampiyonlara dönersek, bu açıdan zengin bir sezon başlangıcı oldu. Yarışseverler Gazi şampiyonu Pan River ve koşarken efsane statüsüne yükselmiş arap atlarından Kafkaslı ve Turbo'yu aynı programda yakaladılar. Uzun yıllardır ben böyle zengin bir sezon başlangıcı görmemiştim, gerçekten güzel oldu.Saydığımız isimlerden bir tek Pan river finişi önde geçemedi ve Out of Control'ün arkasında ikinci kaldı.
Araplar'sa kuponları yatırmadı. İlk sahne alan Kafkaslı 89. yarışında 52. kez potayı önde geçti. Sahneye son çıkan Turbo ise kum/çim ayırt etmeksizin 18. startını da zaferle noktaladı. İlk gün böyle geride kaldı.

Sezonun geneliyle ilgili önemli koşu tarihlerini vererek yazıyı son düzlüğe getirelim..

17 Mayıs: ERKEK/DİŞİ TAY DENEME - FİKRET YÜZATLI
28 Haziran: GAZİ/KISRAK/ANAFARTALAR
26 Temmuz: BAŞBAKANLIK
23 Ağustos: I. İNÖNÜ/II. İNÖNÜ/ÇANAKKALE ZAFERİ
3 Eylül: TOPKAPI/BOĞAZİÇİ/MALAZGİRT
31 Ekim: CUMHURİYET / CUMHURBAŞKANLIĞI (ANKARA)
15 Kasım: VELİEFENDİ KUPASI KOŞUSU

HAYIRLI SEZONLAR...

Monday 27 April 2009

Utanıyorum...

Şu dakika Trabzon'lu bir insan olarak utanıyorum. Tuttuğum takım Trabzonspor olmasa da ailemin kökeni Trabzon olduğu için o takımın yeri bende ayrıdır. Gönlümde ayrı yeri olan takımın her şeyi çok iyi bilen yönetimi yüzünden Ersun Yanal bugün istifa etti. Tahmin edebileceğim ve doğruluğuna %100 emin olduğum tek senaryo; aslında Ersun Yanal'ın kovulduğu ancak prestiji (Trabzonspor'un prestiji) kurtarmak adına istifa ettiği haberinin verildiğidir. Yazıklar olsun böyle memleketin yöneticilerine. Sezon başı bu sene şampiyonluk hedefimiz diyodunuz da takım şampiyonlar ligi iddiasını sürdürürken hoca ile yolları ayırmak ne oluyor ? Bu nasıl iki yüzlülük? Yazıklar olsun!

Huzursuzluk

Çok sık gidip müdavimi olduğun, hatta çalışanları ve sahibiyle arkadaş olduğun bir mekana arkadaşını getirirsin. Getirdiğin kişi yakın bir arkadaşındır, ancak mekandan fazla memnun olduğu söylenemez. Senin de farkında olduğun ancak çalışanlarla samimiyetinden dolayı tepki vermediğin yanlışlara/hatalara/olaylara arkadaşın tepki vermeye başlar. Bu tepkiler artarak çoğalır ve eninde sonunda mekan çalışanları da farkeder. İşte o durumu farkettikleri anda senin duracağın saf hakkında vereceğin karar en önemli huzursuzluk anlarından biridir. Ne yapacaksın arkadaşına mekanı mı savunacaksın yoksa mekan sahibi arkadaşın hakkında kötü konuşurken ona arkadaşını mı methedeceksin? İkilemin kralı budur gerisi yalan. Bunu bilir bunu söylerim ben.