Friday 31 October 2008

Gözyaşı

Kaç zamandır bloga bir şeyler karalamayı düşünüyorum ancak çoğu zaman konsantre olup yazamıyorum, bazen de aşağıda alıntısını yapacağım, "ek$isözlük"ün şahsımca en kuvvetli kalemi "Lacrima"nın yazılarından birine rastlayıp hevesimi kursağımda bırakıp klavyeden ellerimi çekiyorum. İçerik,tasvir,ve buna benzer birçok kategoride büyüleyici bir yazı. Başlığı "Yıllık Resimleri". Noktasına dokunmadan aktarıyorum.

"sanırdık ki yıllıklarımız bir zamanlar ne kadar da(ha) genç ve çirkin ve rüküş olduğumuzu ebediyete kazımak için, hayatın tek yönde ve geri dönüşsüz akışına tanıklık için, çocuklarımızın nasıl bizim de bir zamanlar onlar gibi olduğumuzu büyülenmişlikle, inanmazlıkla seyre dalmaları için var. bilmezdik ki yıllıklarımızın iki kapağı -nostalji ülkesinin o iki kapısı- arasında bir de tüm sinsiliğiyle istikbalimize dair en gerçekleşesi kehanetler; karakterimiz, mutluluğumuz, esenliğimize dair en derin hikmetler yatarmıs. evet dostlar, şimdi yıllıklarımızı kimbilir nerelerden indirip çıkarmanın, yıllık resimlerimizi belki yılların ardından yeniden alıcı gözüyle süzmenin vaktidir. şimdi, tek bir lahzada donmuş kalmış o eski bize, önümüzde nihayetsiz uzandığını tasavvur ettiğimiz hayat ihtimallerinin hülyası ile pırıl pırıl çehremize, ama hepsinden de çok ağzımızdaki ifadeye, fotoğraf makinasının bizi kıskıvrak yakaladığı o anda dudaklarımızın aldığı şekle bakmanın vaktidir. 

bilirsiniz, kimi gülüşler, gülümseyişler tabiidir, gerçektir, kendiliğindendir; diğerleri ise suni, yalandan ve zorlama. eğer ki kendinin ve başkalarının duygularını teşhis edip yorumlamakta allah vergisi bir maharete sahip, duygusal zekası yüksek bir yapının insanıysanız, bu iki tarz gülüşü birbirinden ayırmakta müskülat çekmezsiniz. beşeri ilişkiler konusunda daha az incelikli olanlarımız için ise gülen kişinin yüz kaslarını özenle incelemek, bilhassa da ağız ve göz çevrelerinde oluşan belli şaşmaz imarelere dikkat etmek o gülüşün içtenliği hakkında doğru bir yargıya varmaya yetecektir. işte, 1968 tarihli bir lise yıllığındaki resimleri bu kriterlere göre tetkik eden ve ardından resimlerdeki insanlarla temasa geçen amerikalı bilim adamlarının yıllık resimleri çekilirken candan, yürekten gülmüş gençlerin, daha bir zorlama gülmüş ya da hiç gülmemiş olanlara kıyasla şimdi hayatından çok daha memnun, daha sağlıklı ilişkiler yaşayan, evliliklerinde daha mutlu bireyler olduğunu keşfetmiş olmaları bilmem bana geldiği kadar size de sempatik ve ilginç gelir mi... 

bu bilgi, hayata karşı genel bir neşe ve coşku hali içinde olmanın inkar edilemez faydaları hakkındadır, ki bu konuda yapılmış başka kayda değer, özgün çalışmalar da yok değildir: dini yeminlerini etmelerinden hemen önce hayatları hakkında birkaç satır karalamaları istenen genç rahibelerin 1930'lu yıllarda yazdıkları incelendiğinde, içinde en olumlu duyguları ve hayata dair en şevk dolu yaklaşımları barındıran metinlerin yazarlarının aynı zamanda en uzun yaşayan, en sağlıklı rahibeler olduğu bulunmuştur, ki bu da olumlu duygu, müspet düşünce, içten gülüş, tatlı bakış ile mutlu ve uzun bir yaşam arasındaki korelasyonu gözler önüne seren bir başka emsaldir. 

reddedecek değilim ki, bu çalışmalardan haberdar olduğum ilk günden beri her resmimde ayrı bir aşırı samimiyetle gülüyor, yazdığım her bir metne ayrı bir öfori ile dolu kelimeleri serpiştiriyorum. kıvanç! saadet! şakrak!"

Lacrima(17.08.2007,23:31) ek$isözlük