Thursday 12 January 2012

Baba evlat buluşması


Ülkemizde neredeyse klasiktir: Kızının sevdiği adamla evlenmesine aile razı olmaz, kız adama kaçar, baba da kızı reddeder... Ancak yıllar geçer, kızına büyük bir hasret duyan baba, 'torun' sahibi olduğunu da öğrendiğinde -ki bunu da bahane eder- yelkenleri suya indirir. Tabii burada aslan payı yine 'anne'dedir. Zira onun ısrarları biraz da af konusunda adım atılmasını sağlamıştır.
İlk günlerde ana gündem maddesi 'torun'dur. Onun suretinde aslında kızını seviyor olsa da baba, pek yüz vermez kızına. Kızıyla ilgili haberleri de alışıldık şekilde 'anne'den gizli kapaklı alır. O esnada tabii ki aracılar eşliğiyle kızıyla konuşur, lafını ortaya atar, yüzüne bakmadan konuşur, sorulan soruya kızını muhattap almadan cevap verir vs...
Sonunda ise beklenen gün gelir: Ne olduğu önemli değil, bir şey vesile olur ve kucaklaşırlar. Tarifsizdir o an. İşte, Thierry Henry'nin 9 Ocak 2012 gecesi Leeds United maçında takımını 1-0 öne geçiren golü atmasıyla, Arsene Wenger'e koşması o evlat-baba buluşmasını aklıma düşürdü. Unutulmazdı...