Tuesday 9 March 2010

Carrasso kurtardı, Carrasso yaktı..

fotoğraf kaynak: DPPI


7 mart pazar günü oynanan Bordeaux - Montpellier maçı şimdiden avrupa futbolunda 2009-2010 sezonun en ilginç maçları arasıdaki yerini aldı.

Bordeaux bu sezon avrupa'nın en derli-toplu takımlarından biri. Hatta en iyisi dersek başımız ağrımaz. Fransa ligi'ndeki iyi performansı malum. Şampiyonlar ligi'nde de grup aşamasında beş galibiyet, bir beraberlikle 16 puan topladı ve lider oldu. Son 16 turunda da gitti deplasmanda Olympiacos'u 1-0 yendi geldi. Bir mucize yaşanmazsa çeyrek finalist olacak.

Montpellier de bu sezon özellikle iç sahadaki istikrarlı performansıyla belki de sezonun sürprizine imza attı ve üst sıralara yapıştı. Göze çarpan, çok sivrilen bir yıldızları yok ancak tam anlamıyla "bir takım"lar. Futbol görüşüme göre bu anlayış başarının garantisi. Yani vasat -bir kaç vasat üstü-oyunculardan kurulu bir takım eğer sahada çok koşarsa, iyi organize olursa, bir takım gibi hareket ederse her lig'de ilk üçü, ilk beşi zorlayabilir. Montpellier de bunun tipik bir örneği.

Fransa ligine büyük sempatim var. Genelde maçlar -bence- keyifli geçiyor. Bu sezon Lyon ve Marsilya'nın 5-5 berabere kaldığı maç büyük ses getirdi. Kuvvetli savunma anlayışıyla, maçların "alt" bitmesiyle nam salmış Fransa ligine insanların bakışı biraz olsun "vay be" noktasına geldi.
Böyle maçlardan biri de pazar günü oynandı. Maç "alt" bitti ama şaşkınlık "üst" noktaya vardı.

Bordeaux'nun kontrolü altında seyreden ilk yarıda ters bir uzun top kontrolün Montpellier'ye geçmesini sağladı. Bu sezon Şampiyonlar ligi'nde iki kritik gol atarak Bordeaux'nun grup liderliğinde büyük pay sahibi olan savunmacı Ciani, aslında pozisyon avantajını kaybeden Montano'yu düşürdü ve takımını 10 kişi bıraktı. 33'üncü dakika'da Castro'nun penaltısı, kötü de vurmadı ama Carrasso'ya takıldı.

44'te de Chalme topa elle dokununca bir penaltı daha kazandı Montpellier. Bu kez topu Carrasso'ya nişanlayan isim Montano'ydu.

59'da Chamakh, atamayana atarlar lafının ne kadar doğru olduğunu gösterdi ve Bordeaux 90+4'e kadar üç puanı elinde tuttu. Ama Montpellier adına ilk penaltıyı kaçıran Castro, serbest vuruştan bu kez Carrasso'yu avladı.

Altın değerinde iki puan son düdükle birlikte Bordeaux'nun cebinden çıktı ve bir puan olarak Montpellier hanesine yazıldı. Takımını iki golden kurtaran Carrasso belki de zor olanı yaptı, Castro'nun serbest vuruşunu çıkaramadı.

Galibiyeti kaçıran Montpellier bir puana sevindi. Yenilmekten kurtulan Bordeaux beraberliğe üzüldü. Enteresan oldu. Fransa ligi'ni seviyorum, Bordeaux'lu Wendel her takıma ilaç olur diyorum.

No comments: