Tuesday, 7 December 2010
Bambaşkaymışsınız Hürriyet!
4 Aralık 2010 tarihli Hürriyet'in şehir baskısındaki 42. sayfanın uzaktan görünüşü taasrımı güzel olmasa da üstte. Okuyucu olarak bizi ilgilendiren kısım ise detayda. Onun için de sıradaki resme geçelim.
'Zico hançerlendi' ve 'Daum yüzüme başka arkama başka konuştu' haberlerinin içeriğine bakınca noktasından virgülüne aynı ifadeleri görüyoruz. Tek bir fark var üstteki haberde 'Belki ben de kalırdım' cümlesi alttaki haberde 'Belki ben de kalırdım ve futbola vedamı Fenerbahçe'de yapardım' şeklinde uzatılmış.
Bu sayfada yer alan 'Türkiye'yi özledim' haberi de, aynı gazetede bu sayfanın komşusu 43. sayfada da kısaltılmış haliyle kullanılmış. Haddimi aşmadan naçizane fikrimi söyleyecek olursam, 'Kırmızı Çizgi' isimli programda haftada bir Hıncal Uluç'la beraber Türk basını ve spor kamuoyuna ayar verme yarışına giren Hürriyet Gazetesi Spor Müdürü Mehmet Aslan'ın da sanırım işe önce kendi ekibinden başlaması gerekiyor.
Monday, 15 November 2010
İlginç at isimleri - 1979
İngiliz atları
Bu Başka Pyo
Cingöz Recai
El Satması
Fakir Sofrası
Kamçını Verme (favorimdir)
Sana Borçluyum
Sürtük
Uçak Kaçtı
Yer Basması
kamçını verme (5), 1976 yılında Batuhan'ın ardında ikinci, İstanbul
Bibioğlu
Buhubuhare
Cırrık
Harput Serveti
Sadfet Hotan
Vosvos
Monday, 8 November 2010
Zenyatta'yı da geçerler
Friday, 8 October 2010
Geç oldu ama...
Tuesday, 5 October 2010
15 tay'a 1 milyon 362 bin TL
Sunday, 3 October 2010
Taylar görücüde
SEYMENBEY: Yelhan - 73. Cahide.
Anne kardeşleri: Bayçora, Özgünay, Akıncıbey, Akasoy, Baydanhan
Baba kardeşleri: Asiye, Delice, Demirören, Uçanok, Hızlıkız, Çakırtay
Orjin olarak kum piste daha yatkın gördüğüm bu tay, anne tarafından kum pistin iyi atlarından Bayçora ile kardeş. Bayçora 81 kum pist yarışında 20 birincilik almıştı.
ALTUĞHAN: Yelhan - 118. Zehra
Anne kardeşleri: Bolkar, Sondarbe
Baba kardeşleri: Asiye, Delice, Demirören, Uçanok, Hızlıkız, Çakırtay
Engin Sezen'in sahibi olduğu Bolkar, 2004 mayıs ayında başladığı koşu hayatını 2005 mayıs'ta noktalamıştı. Özgün yavrusu Bolkar, koştuğu 16 yarışın sekizini kazanmıştı. Bu birinciliklerin yedisi çim'de gelmişti. Tiki Tork Ku yavrusu Sondarbe ise kum pistte kazandığı 15 yarışla iyi kum atları arasındaki yerini almıştı.CİHANEFE: Şövalye - 39. nazıma
Baba kardeşleri: Hayatım, Kaman, Erentay, Erolbey, Dönmezbey, Esenhanım, Hakansoylu
2006 Mayıs ile 2007 Ağustos arasında koşan Ufukbir 15 startında altı birincilik almıştı. Haralar ve TBMM koşularını kazanan Albatur yavrusu Ufukbir İstiklal Savaşı koşusu'nda üçüncülük almıştı.
2005 doğumlu Hayatım ise son dönemin başarılı kısraklarından. Çim'de 19 startında beş kez ganyan olan Hayatım kum pist yarışlarına damga vurdu. Normal Kum piste 28 yarışta 14 birincilik alan Hayatım hiç tabela dışında kalmadı. Çim'de Karacabey Tarım İşletmeleri, Anadolu Tarım İşletmeleri, Ankara Vali kupası gibi koşuları kazanan Hayatım, Veliefendi ve Tarım-Köyişleri Bakanlığı koşuları'nda ikincilik aldı. Kum pistte ise Sultansuyu Tarım İşletmeleri, Yüksek Komiserler Kurulu, Misak-ı Milli ve Adana kupasını kazanan Şövalye yavrusu TSK ve Haralar koşusu'nda ikinci gelmişti.
DEDESABRİ: Tamerinoğlu - 55. Seyyare
Anne kardeşleri: Batuhanbey, Babanur, Uslubey, Bikeç
Baba kardeşleri: Berşan, Akoğuz, Sungur
Şampiyon Tamerinoğlu'nun yavrusu Dedesabri, anne tarafından da Babanur gibi bir başaltı safkanın kardeşi. Berkoş yavrusu, 1998 doğumlu Babanur, 2001 - 2007 arasında 100'ün üzerinde koşu koşup, istikrarlı bir grafik çizmişti. Sürmeli Karaca'nın sahibi olduğu safkan çim pistte 12 yarış kazanmıştı.
HALİLİM: Tamerinoğlu - 112. Zehra
Anne kardeşleri: Hayatım, Özütok, Esenhanım
Baba kardeşleri: Berşan, Akoğuz, SungurBakalım hangi taylar, kaç paraya kimin olacak..
Saturday, 2 October 2010
Friday, 17 September 2010
Şampiyon Sabırlıyı kaybettik.
Düşen nalının yerine takılması için tırnağına törpü yapılırken aşırı titizlik göstererek şahlanan ve sırt üstü yere düşen Sabırlı, bu düşme esnasında boynunun 2. omurunda meydana gelen kırığın omuriliğe zarar vermesi nedeniyle hiçbir müdahale yapılamadan ölmüştür. Oluşan kaza esnasında aygırın tekmelerine maruz kalan nalbantımız Ercan Aslan, başına ve sırtına aldığı darbeler sonucu acil olarak Mustafakemalpaşa Devlet Hastanesine kaldırılmıştır. Yapılan yoğun müdahaleler sonrasında hayati tehlikeyi büyük oranda atlatmış ve halen tedavisine devam edilmektedir.
9 Nisan 2001'de Karacabey Pansiyon Hara'da doğan Sabırlı, Aydoğan San’ın yetiştiricisi ve sahibi olduğu Cemal Kurt’un antrenörlüğünü yaptığı, çok başarılı bir safkandı. İlk yarışını 13 Temmuz 2003’de bir maiden yarışta koşan safkan bu yarışta Sadettin Boyraz’ın idaresinde 3. olduktan sonra, koştuğu Şartlı 2 yarışını Sadettin Boyraz ile kazandı. Kazandığı ilk grup mücadele olan yarış, 20 Eylül 2003 tarihinde koşulan G2 Türkiye Yarış Atı Yetiştiricileri ve Sahipleri Derneği Koşusu’dur. 1 Kasım 2003 günü hayatının ilk G1 yarışı olan 2 yaşlı İngiliz taylarının en büyük ve önemli yarışı olarak kabul edilen Çaldıran Koşusu’nu yine Halis Karataş ile kazanmıştır.
Başarılı safkan için, 27 Eylül 2009 tarihinde Veliefendi Hipodromu’nda büyük bir jübile töreni yapılmıştı.
Şampiyon Sabırlı...
Türkiye’de doğmuş ve yetişmiş en başarılı safkan.
* 6 defa ile taylığında en çok grup yarışı kazanan safkan
* 22 defa ile en fazla grup yarışı kazanan İngiliz safkan
* Kazanç sıralamasında İngiliz safkanları arasında lider
* 1200 metre çim pist rekoru 1.08.97 ile ona ait
4 kez Fatih Sultan Mehmet Koşusu, 3’er kere ise Adnan Menderes ve Fikret Yüzatlı Koşusu’nu kazanmış Sabırlı; günümüze kadar 51 kez start almış ve bunlardan 48 koşuda tabelaya girmiştir. Bu bir yarış atı için oldukça önemli bir başarı olarak kabul edilir. Tabela yaptığı yarışlar içinde 26 birincilik, 10 ikincilik, 8 üçüncülük ve 4 dördüncülük yapmıştır. Toplam kazancı 4.012.014 TL‘dır.
Sabırlı yurtdışında oldukça önemli bir yarışçılık merkezi olan Dubai’de 10 Şubat 2006 tarihinde Halis Karataş ile kazandığı DNRD CUP ile aynı zamanda milli gururumuz olmayı da başarmış bir safkanımızdır.
Aynı zamanda ülkemizde İstanbul Veliefendi Hipodromu’nda düzenlenen ve yurtdışından söz sahibi safkanların da start aldığı Enternasyonal Yarışçılık Festivali kapsamında koşulan ve Avrupa’nın en yüksek ikramiyeli (1.020.000 USD), mile (1600 m.) yarışı olan Topkapı Koşusu’nda 2007 yılında Halis Karataş ile birinciliğe uzanıp yabancı safkanları geride bırakmayı başarmıştır.
Safkan koştuğu 51 yarış içinde 42 kez Halis Karataş ile start almıştır. En büyük klasik olan Gazi Koşusu’nda üçüncü olan Sabırlı’nın kazandığı yarışlar arasında, 4 kez kazandığı Fatih Sultan Mehmet Koşusu, 3’er kere kazandığı Adnan Menderes Koşusu ve Fikret Yüzatlı Koşusu, Enternasyonal Topkapı Koşusu, Zühtü Erişen Koşusu, TSYD Koşusu, Atıf Esenbel Koşusu, Fevzi Çakmak Koşusu, TYAYSD Koşusu, Çaldıran Koşusu, Kocatepe Koşusu, Vehbi Koç Koşusu, Necip Fazıl Kısakürek Koşusu, İstanbul Ticaret Odası Koşusu, Horse Racing Ireland Koşusu, Piaget Marmara Koşusu gibi birbirinden önemli yarışları saymamız mümkün.
*Haberin tamamı www.tjk.org sitesinden alınmıştır.
Wednesday, 15 September 2010
Spikerlikte yeni moda: bozuk plak ekolü
Friday, 20 August 2010
Tuesday, 10 August 2010
ooon sekiiiiizzzzzzz! oon sekiiizz!
Zenyatta, cumartesi günü koştuğu 300,000 dolar ödüllü Clement L. Hirsch Stakes yarışını da kazandı ve katıldığı 18'inci koşudan da zaferle ayrılmış oldu.
Mike Smith'le start alan 6 yaşındaki şampiyon kısrak, Rinterval'i ikincilikte bırakırken, önceki iki yıl'da da birinci geldiği bu yarışta ilk sırayı yine kimseye kaptırmadı.
Zenyatta bu yıl; Vanity Handikap, the Apple Blossom ve Santa Margarita Handikap'tan sonra dördüncü kez grup 1 yarış kazanmış oldu.
Toplamda 12'inci kez en üst bir seviyeli yarışta ganyan olan Zenyatta, bu alandaki rekorun sahibi bir başka kısrak Bayakoa'yı yakalamış oldu.
Toplamda, Britanya'lı meslektaşı, 18'de 18 yapan, emekli Eclipse'in rekorunu da egale eden Zenyatta, şimdi yurttaşı, Peppers Pride'ın 19 yarışlık yenilmezlik rekorunu geçmeye çalışacak.
2005 yılında, altmış bin dolar'a Keeneland satışlarından alınan Zenyatta'nın toplam kazancı 6,254,580 dolar'ı buldu.
Tuesday, 27 July 2010
Aksanına kurban!
Wednesday, 21 July 2010
Dünya Zenyatta'yı konuşuyor!
Yarış hayatını Birleşik Devletlerde sürdüren Zenyatta isimli kısrak, 13 temmuz'da, yarış yaşamının 17'inci startını da kazanmayı başardı. Altı yaşındaki dişi at, en son Hollywood Park'taki Grup 1, Vanity Invitational Handicap yarışını, üst üste üçüncü kez kazandı ve yenilmezliğini sürdürdü.
2005 yılında, altmış bin dolar'a Keeneland satışlarından alınan Zenyatta'nın babası Street Cry. Street Cry aynı zamanda 2007 Kentucky Derby galibi Street Sense'in de babası.
Kazandığı 17 yarışın 11'i Grup 1 olan Zenyatta, şimdiden adını Birleşik Devletler yarışçılık tarihine altın harflerle yazdırdı. 17'inci yarışını kazanan Zenyatta, hiç geçilmeyen atlar listesinde, dördüncü sıraya yerleşti.
Zenyatta şimdi gözünü, Britanya'lı meslektaşı, 18'de 18 yapan, emekli Eclipse'in rekoruna çevirdi.Zenyatta, ardından da iki numaradaki yurttaşı, Peppers Pride'ın 19 yarışlık rekorunu geçmeye çalışacak.
Dileyenler ve girebilenler! youtube'dan Zenyatta'nın bir çok koşusuna ulaşabilir. Bu vesileyle, biz de, bizim toprakların, hiç geçilmeyen şampiyonu, arap atı Tunca'yı analım. Zenyatta, Eclipse ve Peppers Pride'ı geçerse, bakalım Tunca'yı geçebilecek mi?
Saturday, 3 July 2010
Güle güle Dunga!
Elano'yu kadroya aldı, bu hamle, seçimlerini ezbere yaptığına delalet ediyordu. Melo'yu da kadroya alınca, hiç şüphem kalmadı. Tuttu bir de Bastos'tan sol bek yaptı. Bu kupa, eğer forvet oynasaydı, Bastos'un kupası olabilirdi. Yaptığı doğru işlerden biri Ramires'i kadroya almak oldu. O doğruyu da, Ramires'i kupada sadece 105 dakika oynatarak yok etmeyi başardı. Brezilya'nın teknik futbolundan nasibini hiç almamış, Juventus'ta rezalet bir sezon geçiren Melo ise 291 dakika sahada kaldı.
Dunga daha gömlek seçemiyor, oyuncu nasıl seçecek. Ahh O yeşil tişört, pembe gömlek yok mu?... ahh..iyi oldu. Bir Dunga ve kombinasyonları seçkisi hazırladım buyrun.
Thursday, 17 June 2010
NTV Spor, sen nelere kadirsin!
Tuesday, 15 June 2010
Monday, 14 June 2010
Bir dil bir ülke!
Normalde bu grubun, konuşulan diller dikkate alındığında, Fransa, İtalya, Almanya, İspanya şeklinde olması gerekirken, FIFA'nın oyunu (!) sonrası İspanya, Honduras Şili, İsviçre şeklinde oluşmuş. Dünya işte!
Sunday, 13 June 2010
Yazıklar olsun!
Tuesday, 8 June 2010
Kafkaslı ve Selim Kaya rekora koştu!
Yarışı hep olduğu gibi en geride takip eden Selim Kaya ve Kafkaslı, düzlük sprintinde rakiplerine şans tanımadı. Hayatım ikinci, Cangıl üçüncü, Özhaber de dördüncü oldu.
2007'de koşulmayan bu koşuyu; 2006, 2008 ve 2009'dan sonra bu yıl da birinci bitiren Kafkaslı, hem bu yarışı dört kez kazanan bir başka şampiyon Albatur'un rekoruna ortak oldu hem de üst üste Dört birincilikle bir ilki başardı.
İlginç olan nokta; Albatur'un Kafkaslı'nın büyük babası olması. Kafkaslı'nın soy kütüğü üzerinden bir kaç ilginç tesadüfe daha bakalım;
- Kafkaslı'nın babası Caş, 1999 yılında bu koşuda ikincilik elde etmiştir.
- Kafkaslı'nın büyük babası Albatur, 1982/83/85 ve 86'da bu koşuyu kazanmıştır.
- Albatur'un babası şampiyon Satvet, 1971 ve 72'de bu koşuda zafere uzanmıştır.
- Kafkaslı'nın babası Caş'ın anne tarafından akrabası, 1962 doğumlu Tulyar, 1966'da bu koşuda birincilik almıştır.
- Kafkaslı'nın annesi Malike 18'in baba tarafından akrabası, 1957 doğumlu Canberk, 1961 ve 62'de bu koşuyu kazanmştır.
Kafkaslı'nın kazandığı Tarım ve Köyişleri Bakanlığı koşusu'nun videosu:
Tuesday, 1 June 2010
Avrupa hentbolu'nun en büyüğü Kiel!
Bu sezon ilk kez uygulanan dörtlü finale Almanya'nın Köln kenti ev sahipliği yapı. 19500 kişilik Lanxess arena'da maçlar kapalı gişe oynandı.
Muhteşem finalin 45 saniyelik özet görüntüsü burada.
Saturday, 29 May 2010
Kral dönmüş!
Müzikalitesini 'Duhtbrahma' yorumlar lakin ben şarkıya bayıldım. 'Dinledikçe seversin' janrında bir Tarkan şarkısı. Güfte müteveffa Aysel Gürel'den: Sevdanın son vuruşu...
Thursday, 27 May 2010
İstiklal Marşı Hadise'si
Erkin Koray da uzun yıllar bunun mücadelesini vermişti. Marşın zor olduğunu, hatalı olduğunu savunmuştu. Yetkililere çağrıda bulunmuş, besteyi yeniden yapmaya hazır olduğunu belirtmişti. Hadise'den sonra bir çok otorite'den görüş aldı basın mensupları ancak bu konuya en çok kafa yoran isimlerden Erkin Koray'ı göremedik ekranlarda. Görüş alan olduysa belki de ben kaçırmışımdır ya da Erkin baba da görüş vermek istememiş olabilir.
Şimdi Erkin baba'nın 2006'da yazdığı "Mezarlık Gülleri" isimli kitabından sözünü ettiğimiz konuya ilişkin bölümü noktasına dokunmadan alıntılıyorum:
"Şu İstiklal Marşı'nı yıllardır stadyumlarda söylerken, halkın bando bitirdikten daha sonra bitirdiğini duyamamış olan "uzman"ların kulaklarına hepimiz "eşek kulağı bu herhalde" desek, eşeğe hakaret olur.
Yanlış bestelenmiş olması da ayrı bir konu...
Dilimde tüy bitti! Bırakın maçlardaki 50 bin hafadan 50 bin ayrı ses çıkışını, bu olayın tarihini özellikle not aldım: 10 Kasım 1999 saat 09:05...
Anıtkabir'de Atatürk'ün huzurunda devlet erkanı... Bırakın 50 bin'i, 50 en fazla 100 kişiler... Söyledikleri İstiklal Marşı'nı televizyon arşivlerinden ne olur bir bulun, ağlarsınız! Veyahut da kendinizi tutamayıp güler misiniz bilmem... 100 ayrı ses! Ses de değil, bir uğultu...
Neden? Çünkü söylenemeyecek kadar zor! Cevabı da bu kadar basit! Ama, en azından "profesyonel bir müzikçi" olarak bunları dile getirdiğimiz zaman, saygı gösterip "bu adam ne diyor?" diye kulak vereceklerine, bir yerlerde seni ima ederek: -"İstiklal Marşı'na bile dil uzatmaya kadar vardırdılar işi!" diyecek kadar da ahmaktırlar. Ben bu sözleri duyduğum zaman çok üzülürüm.
Başkent Ankara'yı yok sayıp, tam bir uyum içinde oldukları başbakanları ile Diyarbakır'da toplantı yapan "Aydınlar Takımı"ndanım zannederler beni muhtemelen...
Cevap da vermem öyle ortalık bir yerlerde... Sırf onları "madara" etmeyeyim diye... Kendilerini bizzat görüp, benim söylediklerimin aslında "kendilerinden daha milliyetçi bir söylem" olduğunu onlara bire bir anlatmak isterim.
İstiklal Marşı işi böyle... Orada bir (haayır, iki) yanlışlık var: Ritmi ve melodisi... İnşallah bir gün düzelecek! Bir de, kadın seslerinin önde oluşu da bir yanlışlık değil de, yakışıksızlık! Yakışmamış! Şöyle, tok tok erkek seslerinden beklerdim ben İstiklal Marşı'nı... Bu da tamamen benim şahsi zevkim ile ilgili bir şey...
Yalnız, bu İstiklal Marşı hakkındaki düşüncelerimi değil ama, önerilerimi bir "on sene" erteliyorum. Çünkü şu anda içinde bulunduğumuz durum (yıl 2006) çok özel bir durumdur ve bizim tüm Türk evlatları hep bir ağızdan, (teknik olarak yanlış olsa bile) o İstiklal Marşı'nı gırtlağımız patlarcasına gökleri titreterek hep bir ağızdan söylemeye ihtiyacımız vardır. "
Rakamlarla Arjantin'in Dünya Kupası kadrosu
Monday, 24 May 2010
Cemil Meriç
"Sol, geniş kalabalıkların refahını, ışığa kavuşturulmasını, fizik ve moral kalkınmasını ister. Sabırsızdır, gençtir. Zafer uğrunda birçok fedakarlıkları göze alır. Tecrübesizdir. Devrimin ve büyük reformların bütün haksızlıklara son vereceğine inanır.
Sağ, sayıya değil değere önem verir. Daha önce kazanılmış hakların devamını ister. Kalabalıkları yok sayar, vesayet bulundurulmalarına taraftardır. Yerleşmiş kuvvetlerle oynanmasına razı olmaz, karamsardır. Devrimlerin faydadan çok zarar getireceğine inanırlar.
İnsan, bazı bahislerde sağdır, bazılarında sol. Bu itibarla bu kelimeleri aşmak lazım."
Şampiyon Bursa! Part 2
Şampiyon Bursa! Part 1
Radikal Gazetesi'nde yayımlanan seriyi bir de burada paylaşalım...
Türk spor tarihinde bir devrim gerçekleştirerek 26 yıl süren ‘üç büyük’ hegemonyasına son verip ‘renk körü’ olmuş futbol dünyamıza yeşil rengi katan Bursaspor’un bu tarihi başarısı elbette kolay olmadı. Sezona ‘ilk 5’te yer alma hedefiyle başlayan ‘Timsah’ın alınteriyle kazanılmış şampiyonluğunun, ligimize yeşil rengin yanı sıra, renk skalasında ne kadar renk varsa hepsinin katılmasına ön ayak olması dileğiyle...
Saturday, 15 May 2010
Brezilya'nın işi zor
Buribaker Brezilya'nın formasını ilk üçe sokmamış. Ben de Brezilya'nın aday kadrosunu ilk beşe sokmuyorum. Her dünya kupasının imrenilen takımı Brezilya, Güney Afrika'ya çok zayıf gidiyor. Yıllık iznimizin bir bölümünü kullandığımızdan Dunga kadroyu açıkladığında "hop kardeşim n'oluyor, dungalaklık yapma" diyemedik. O yüzden yazı biraz gecikti ama olsun kadro değişmedi. Her zaman Brezilya'yı dünya kupasının favorisi olarak gören ben, bu kez bu kadroyla işlerinin zor olduğunu düşünüyorum. Bakalım;
Wednesday, 12 May 2010
2010 Güney Afrika formaları
Saturday, 8 May 2010
Tuesday, 4 May 2010
Hanımların dikkatine!
Saturday, 24 April 2010
hiç bitmesin..
Wednesday, 21 April 2010
bayılıyoruz NTV'nin yanlışlarına!
not: Samaranch, son olarak aralık 2007'de hastaneye kaldırıldı yazılmış. Bu bilgi de yanlıştır. Samaranch daha geçen Ekim'de Monako'da kalp krizi geçirip, hastaneye yatmıştır.
Bir başka efsane hata - efsane yorum!
<< şimdi ben anlamadım; bu hayvanın adı "karakulak" mı? "kabakulak" mı? yoksa "karabulak" mı? >>
Bu yorumdan saatler sonra haberin içindeki "kabakulak" ifadesi düzeltildi. Ve okurun bu süper yorumu da hemen yok edildi. Arkadaşa bu harika yorum için teşekkürlerimi sunuyorum. Şuan arkadaşın yorumu gözükmüyor, "kabakulak" ifadesi de yazıdan silindi ancak hala "karabulak" haberin içinde duruyor.
Dileyenler efsane haberi buradan görebilir. Şöyle bağlayalım; "satır-satır, hece - hece.. hiç bitmesin gündüz-gece.."
Thursday, 15 April 2010
İstanbul'da birinci yarış günü Maiden koşuları
İkinci koşuyu kazanan Dumlutepe yaptığı uzun sprintle dikkat çekti. Dışa açıldıktan sonra yaklaşık 300 metrelik sprint atan Volga.2 tayı istikbali olduğunu gösterdi. Dumlutepe, 2009 sultansuyu satışlarında 95 bin TL'ye Sürmeli Karaca'nın olmuştu. Sürmeli Karaca yine iyi bir Volga.2 tayı bulmuş gibi görünüyor. Dumlutepe'nin beşinci at olarak yarışa girmesini de biraz garipsedim doğrusu. 4.50 ganyan, hem de ekürisi de varken biraz fazla geldi. Derecenin ilk koşuyla aynı olduğunu hatırlatalım. Bu koşuda Pirkaraca tayı Adaksu ikinciliği aldı. iyi start aldı ve fena koşmadı. Virajı çok dışardan dönen ve bir hayli gezinen Büyükreis sonlardaki etkili ataklarıyla dikkat çekti. Geliri olabilir.
Üçüncü Maiden koşu derece olarak diğer ikisinden daha iyiydi. Bu koşuda üçüncü olan Babahalil bu derecesini diğer iki koşuda yapsaydı birinci olabiliyordu. Ancak tabii ki bu sadece bir varsayım. Koşu içinde cereyan eden durumlara göre süre değişken olabiliyor. Süreye çok fazla takılmadan kazanan Sungurberk'e bakalım. Selim Kaya ile iyi start alan İbocan yavrusu iyi hazırlandığını gösterdi. Üç Maiden koşu birlikte koşsaydı yine Sungurberk kazanabilirdi. Koşusunu çok beğendim. Burunla Babahalil'den ikinciliği alan Gülümşen de etkili sprintiyle dikkat çekti. Son 200'den sonra aklı başına gelen Uçanok ise şimdilik hayal kırıklığı yarattı. Performansını merakla beklediğim Ağakaraca tayı Oğulcan Bey ise viraj dönülürken çok savruldu, düzlükte de hiç gitmedi. O da ilk koşusunda hayal kırıklığı yarattı.
Maiden yarışları fırsat buldukça burada incelemeye çalışacağım. Geleceğin Şampiyonlarını şimdiden tanıyalım..
Wednesday, 14 April 2010
sezon sıkı başlıyor!
İlk koşuda; Antepli tayı Asilkan'ın, Bilgin'in oğlu Darfur'un, Tamerinoğlu üretimi İlkfırtına'nın, Yelhan patentli Savaşarslan'ın ve Asyel yavrusu Vandal'ın performansını merakla bekliyorum.
İkinci koşuda Arap atçılığı'nın önemli iki yetiştiricisi, Karaca ekürisi ve Gülerce ekürisi iddalı gözüküyor. Şampiyon atlardan Veziroğlu'nun piste gelen ilk tayı olan Tavus'un babası gibi olup-olmadığını göreceğiz. yine dönemin iyi atlarında Pirkaraca'nın, Yavuzca'nın ve Şampiyon Demirkazık'ın yavruları da var ikinci koşuda.
Diğer Maiden koşu altılı ganyan dahilinde. Burada çok dikkat çeken iki isim var. Şampiyonlar şampiyonu Ağakaraca'nın piste çıkacak ilk tayı Oğulcan Bey'in performansını merakla bekliyorum. Oğulcan Bey'in annesi Mis Melis yine bir Sürmeli Karaca yetiştirmesidir. 2000-2005 yılları arasında 92 koşu koşmuş, istikrarlı bir safkandı. Çim kum ayırt etmese de çim performansı biraz daha öndeydi. Bakalım Oğulcan Bey nasıl koşacak.
Bu koşuda dikkat çeken diğer isim tabii ki 55.kemiyetülırak yavrusu olan Uçanok. Pistlerlere bir çok Şampiyon getiren bu kısrak, Özgün ve Sakarya'dan farklı olarak ilk kez Yelhan'a çekilmiş. Geleceğin şampiyon adaylarından Uçanok bakalım neler yapacak.
Yarışların ardından yine burada, üç Maiden koşunun da değerlendirmesini yapacağım. Tayların ayakları düz bassın.
Thursday, 8 April 2010
bir tespit
Wednesday, 7 April 2010
Tuesday, 6 April 2010
Barselona ruh sağlığımızı bozdun!
Tuesday, 30 March 2010
Wednesday, 24 March 2010
Çok güzel hareketler bunlar
Friday, 19 March 2010
Tuesday, 16 March 2010
Just Fine
Tuesday, 9 March 2010
Carrasso kurtardı, Carrasso yaktı..
Sunday, 7 March 2010
Wednesday, 3 March 2010
Kafalar karışmış biraz? #2
Tuesday, 2 March 2010
Altan Tanrıkulu komedisi..2
27 şubat 2010 tarihli yazıya bakalım;