Thursday 27 August 2009

Demir Karahan ve at yarışı köşesi

Demir Karahan.. Kronolojik sırayla; Deliyürek'in "Ağabeyi", Zeki Demirkubuz'un Yazgi filmindeki "Naim"'i ve Kurtlar vadisinin "müsteşar"'ı.. Ancak son aylarda kendisini Hürriyet'te at yarışına dair yazdığı yazılarla görüyoruz.. Hürriyet gibi yüksek tirajlı bir gazetede spor sayfası bölümünde çok değerli bir alan ayrılıyor Karahan'a, ortalama ayda 4-5 yazı yazıyor.. Bir yarışsever olarak durumu ilk gördüğümde heyecanla karşıladım.. Çünkü tahminlerden ve senede bir yapılan Gazi Koşusundan başka, at yarışı kendine yer bulamaz.. Halbuki, bunlar dışında daha bir çok şey olur o pistlerde, ekonomik ya da geniş altılı tahminlerinde kendine yer bulamayan.. Belki de içinde en çok hikaye barındıran spordur, hiç bir zaman spor olarak görülmese de.. Konudan fazla uzaklaşmadan tekrar Karahan'ın köşesine dönelim.. Heyecanla karşıladığımız bu durumda, her yazıyı merakla bekler olduk.. ilk başlarda; tamam dedik.. atçılığımızın sorunları var.. Biz de kesintilerin yüksek olduğunu düşünüyoruz.. Farklı şeyler okuma, görme isteğimizi hep bir sonraki yazıya erteledik. Ancak değişen hiç birşey olmadı.. Biz işin başrolündeki atlardan bir şeyler okumak istedikçe; Demir Karahan hep rakamlardan, vergilerden, kesintilerden bahsetti.. Sürekli Başbakana, Cumhurbaşkanına ve Tarım bakanına çağrılarda bulundu.. Ama artık bu yazılar sıkmaya başladı.. Öncelikle, bence bu yazıların hedefi kimdir bunu belirlemek lazım.. Herhalde ganyan bayiine giden insanlar arasında Başbakan ya da Cumhurbaşkanı yok. Bu yazıları okuyan kişiler, yarışları yakından takip eden insanlar olsa gerek.. Zaten Başbakan ve Cumhurbaşkanı konuyla ilgili olsalardı yarışlara gelirlerdi, o ayrı mesele.. O zaman burada bir çelişki var. Hedef farklı, ulaşılanlar farklı.. Bir de kafamı kurcalayan bir konu daha var.. Gazetelerin spor servislerinin durumunu biliyoruz.. Yer sıkıntısından ya da bunu kim okuyacak kaygısından, kitlelerce at yarışından çok daha önemli görülen spor haberlerini atlıyorlar, yer ayırmıyorlar.. Haa demek ki insanlar at yarışındaki vergilerin ya da kesintilerin, rakamların çok meraklısı.. haftada iki gün bu şikayetleri duymaktan keyif alıyorlar.. o zaman diyecek bir şey yok.. bu yazılar daha başka bir çok haberin önüne geçip koca bir sütunu kaplayabilecek önemde demek ki.. aslında bu satırları yazan bana ve okuyup da ya da okumadan aynı fikirde olan başkalarına bu konuda hiç bir şey söylemek düşmez.. Çünkü "ALAN!" memnun "SATAN!" memnun.. senelerdir at yarışı köşesinde tahmin veren insanların resimlerini bile değiştirmeyen, 150 yıllık fotoğrafları kullanan Hürriyet'e de at yarışlarına gösterdiği bu hassasiyetten!! dolayı teşekkürü bir borç bilirim.

No comments: